Tören Cumhuriyeti
Dün 29 Ekim'di, Cumhuriyet'in ilanının 88. yıldönümü. Cumhuriyet Bayramı yurdun dört bir yanında kutlandı ama törenlerle değil, kısıtlı programlarla. Bu yıl resmi kutlamalar, görkemli törenler iptal edildi, Çankaya Köşkü'nde resepsiyon verilmedi.
Sebepsiz değil. Toplum acıyla örselendi çünkü. Önce terör vurdu. Çukurca saldırısının dumanı henüz üzerinde tütüyor. Yürekler soğumadı. 24 şehidin acısı dipdiri. Ardından deprem... Bu kez 7,2 şiddetiyle Van'ı vurdu. Bilanço ağır; ölü sayısı 500'ü geçti. Erciş'te enkazlar tam kaldırılabilmiş değil.
Deprem sadece binaları yıkmadı. Toplumun psikolojisini de bozdu. Van ve çevresinde binlerce insan ayaza rağmen geceyi dışarıda geçiriyor. Herkese çadır verilebilmiş değil. Kabul etmek lazım ki terör ve deprem bütün ülkeyi matem coğrafyasına çevirdi.
Millet olmanın gereği bu. 'Tasada, kederde' aynı duyguları paylaşmak... Van ağlarken, Ankara bayram yapamaz. Bir yanda enkaz yığınları arasından ölü bedenler çıkarılırken, ülkenin başka bir yerinde hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz.
Bu yılki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının öncekilere göre farkı olmalı. Deprem acısının gölgesi düşmeli. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün resepsiyonu, Başbakan Erdoğan'ın törenleri iptal etmesi son derece isabetli. Cumhuriyet'in ruhunda da var bu.
Buna rağmen tepki gösterenler oldu. Başı çeken CHP... Kemal Kılıçdaroğlu törenlerin iptalini eleştirdi. Kullandığı üslubu yadırgamamak mümkün değil. Oysa CHP lideri bugüne kadar hep dikkatli dil kullanmaya özen gösteriyor, her konuyu rejim meselesine dönüştürmüyordu. Bu kez törenlerin iptalini rejim konusu olarak yorumladı.
YAZININ DEVAMI BUGÜNKÜ ZAMAN GAZETESİ'NDE...
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!