TÜRKİYE’DE ARMWRESTLİNG
-Ben var ya okuldayken sınıftaki herkesi bilek güreşinde yenerdim.
-O da bişey mi oğlum benim babamı askerde kimse yenememiş.
- Ya siz ikiniz neyden bahsediyorsunuz benim amcamın bileğini aynı anda 5 kişi tutmuşta yine yenememişler.
Acaba çevresinde bu ve benzeri örnekler çok olduğu için mi Gilardi'nin salonunda ilk bilek güreşi turnuvasını düzenledi Bill Sonbranes isimli velet bilinmez ama gerçek şu ki California'nın Petaluma şehrinde ki o ilk turnuvadan bugüne çok şey değişti bilek güreşi sporunda.
En önemlisi profesyonelleşildi,kulüpler ve enternasyonal turnuvalar oluşturuldu.
1988 yılında yurtdışında ilk katıldığımız şampiyonadan sonra sanırım güreşin ardından hiç uyum sıkıntısı yaşamadan arka arkaya başarılar kazandığımız tek spordur.
Spor dediğime bakmayın. Ve kazandığımız madalyalara aldanmayın sakın.
Çünkü Türkiye’de spor sadece 3 büyüklerden ibaret olduğu için bu tarz başarılı olduğumuz sporlar hep üvey evladımızdır bizim.Türkiye’de ilk futbol takımı 1905’de kuruldu. 108 senede 1 UEFA,1Süper kupa,1 dünya üçüncülüğü,birkaç tane de yarı final ve çeyrek final yaşadık.Onların dışında gerisi hep fasa fiso.Bir asır bekle aldığın karşılık ancak bu kadar.
Konu bilek güreşi olduğu için bahsetmeye devam edelim.1988’den bu yana sadece 25 yılda alınan madalyaları ve dereceleri yazmak için sanırım ayrı bir makale hazırlamak lazım zira buraya sığması imkansız.Fakat onca başarıya rağmen hala bu spor branşının üvey evlat muamelesi görmesi oldukça üzücü.Üvey evlat diyorum çünkü her ne kadar bu sporu resmi olarak kabullenmiş olsakta hala ona ait bireysel bir Federasyon kurabilmiş değiliz.Önceleri Herkes İçin Spor Federasyonu,sonra Beyzbol Federasyonu ve son olarak 10 yılı aşkın bir süredir Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu’na bağlı olarak çalışmalarını sürdürmekte.
Her ne kadar bir Federasyona bağlı olsalar da bugün Milli formayı giyme başarısı göstermiş bir çok sporcu uluslararası turnuvalara kendi imkanları ve olanakları ile hazırlanıp katılıyor.Hatta bir çok başarılı sporcu sırf maddi imkansızlıklar yüzünden ülke genelinde ki organizasyonlara bile giremiyor.
Bilek güreşini kas sporu sanıp onu Vücut Geliştirme Federasyonu ile kısıtlamak yerine kendilerine ait bir Federasyon kurup özgürleştirmek daha doğru olmaz mı? Bu sayede Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu’nun yükü hafifletilemez mi ? Bu durumu en iyi 1970 yılında oluşturulmasına rağmen 20 yılı aşkın bir süre Halter ve Jimnastik Federasyonu içine sıkışıp kalmış olan Vücut Geliştirme Federasyonu yetkilileri anlar. Zira bilek güreşi sanıldığı gibi okul sıralarında yada kahve masalarında yapılan basit bir spor değildir.Dünya’da 100’ü aşkın ülkede bu spor icra ediliyor.Türkiye bilek güreşinde oldukça üst sıralarda bir ülke.Kimsenin adını bilmediği birçok şampiyon sporcuya sahip.Fakat üzerinden çok zor rant sağlandığı için yeterince seslerini duyuramadıklarından dolayı reklam yapmakta ve sponsor bulmakta zorluk çekiyorlar.
Dışarıdan bakıldığında hafife alınır gibi görülsede aslında iyi bir çalışma programı,beslenme ve geniş donanımlı antreman imkanları hatta kamp olanakları gerektiren ciddi ve disiplinli bir spordur.Bana göre iyi bir araştırma yapılırsa bilek güreşinin Ata sporlarımızdan biri olduğunu bile düşünüyorum.Çünkü yıllarca savaş meydanlarında yerde ki düşmanı bileklerinden tutup ayağa kaldıran ve onlara bileğinin gücünü bu şekilde ispatlamış olan bir neslin evlatlarıyız.
İşin şakası bir yana ben ki daha 10-12 yaşlarımda merak sardığım fakat o dönemler İzmir’de herhangi bir alt yapı veya kulüp bulamadığımdan dolayı sadece kahve masalarıyla ve arkadaş ortamlarıyla hevesimi gidermek zorunda kaldığım ve hiç çay ısmarlamadan çok çayını içtiğim bu spor dalının hiç olmazsa yeni yetişen nesillerin aynı sıkıntıyı çekmemeleri için dikkate alınmasını ve hazır gençler hevesliyken onların imkanlarını çoğaltıp teşviklerini artırarak yeni şampiyonlar ve sporcular yetiştirmenin gerekli olduğuna inanıyorum.Çünkü her spor dalında olduğu gibi bilek güreşine de ergenlikte başlamak geleceğe dönük çok ciddi avantajlar sağlamakta.
Genç nesil ve mevcut sporcular bunların hepsine hazır.Ready konumundalar ve sadece yetkililerin ‘’go’’ komutunu bekliyorlar.
Yada kahve köşelerinde çayına maç yapmayı.
YorumlarToplam 2 yorum mevcut
Kemal Ateş 10 yıl önce yorumlandı
çok teşekkür ediyorum..eksik olmayınız.
Emel Salman 10 yıl önce yorumlandı
Bilek güreşi sevdalısı olarak bu makale için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu spor dalını daha başka bu kadar güzel bir dilde anlatan bir yazı daha bulamazdim.. Başarılar ve sevgilerle