Uçak ve savaş
Geldiğimiz nokta şu, büyük gazetelerden biri “yayınlayacağım, ortalığı sarsacağım” diye bir gün öncesinden duyurduğu haberi hükümetten baskı gelince yayınlamaktan vazgeçiyor.
Yeryüzündeki hiçbir gazete kolay kolay kendini bu duruma düşürmez, böyle bir şeyin olabilmesi için çok büyük bir baskının yapılması gerekir.
Ya da artık oraları bile geçtik, öyle büyük baskıya falan gerek kalmıyor, “yayınlamayın” diyorlar, gazete de yayınlamıyor.
Yazarların yazılarını da sansür ediyorlar.
Sadece iktidarın ve Başbakan’ın övülmesini istiyorlar, en küçük bir eleştiriye bile tahammülleri yok.
Ama Türkiye’de olaylar çığırından çıkıyor.
Köşe yazarlarının Başbakan’ı övmesi işleri düzeltmeye yetmiyor.
Zaten, bugün Başbakan’ın kendisine “gerçek” soru soracak ve sorusunun cevabını ısrarla isteyecek sahici hiçbir gazetecinin karşısına çıkamaması da durumun vahametini gösteriyor.
İktidarın açıklayamayacağı o kadar çok fiyaskosu birikti ki Başbakan’ın sahici gazetecilerden ödü patlıyor.
Hem televizyona çıkmak istiyor, hem de hiç bir ciddi soru sorulmasın, çarpıtılan gerçekler yüzüne vurulmasın istiyor.
Şu Suriye’de düşürülen uçak konusunu alın mesela.
Birbiriyle çelişen birçok açıklama yaptılar, ilk yaptıkları açıklamalardan döndüler, lafları evirip çevirdiler ama o uçağa gerçekten ne olduğunu, bu kadar kritik bir dönemde niye Suriye hava sahasında uçtuğunu, o uçağın orada uçması için kimin emir verdiğini, hükümetin bir savaş uçağının Suriye hava sahasında dolaşmasından haberi olup olmadığını asla açıklamadılar.
Ciddi yabancı kaynaklar o uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğünü söylüyor.
Ellerinde belgeler ve kayıtlar olduğu da anlaşılıyor.
Devamı
http://www.taraf.com.tr/ahmet-altan/makale-ucak-ve-savas.htm
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!