banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner248
04 Ekim 2025 Cumartesi

Kız kıza deniz keyfi

ÜÇÜNCÜ MENDERES

03 Temmuz 2013, 16:23
ÜÇÜNCÜ MENDERES
Kasım KOÇAK
ÜÇÜNCÜ MENDERES
Cumhuriyet tarihimizin eleştirilemez dönemini irdelemeye bu yazımda da devam etmek istiyorum.
Cumhuriyetin kurulması ile birlikte kurucu irade binlerce yıllık Türk tarihinin geçmişini satırla keser gibi kesip sanki yeni bir Türk milleti yaratmaya girişmiştir.
1912 balkan savaşı bozgunu, 1914-1918 1. Dünya savaşı yenilgisinin ardından yorulmuş, bezmiş, bitmiş, tükenmiş milleti kurtuluş savaşında batı cephesinde Yunanlıların üzerine yürütmek için milletin dinini, imanını galeyana getirmek kullanıp, şanlı mazisine vurgu yapılarak millet aşk ve şevkle son bir hamle ile yeni devletin kuruluşuna canı ile malı ile büyük destek vermiştir.
Millete o zor işgal günlerinde, “ memleket elden gidiyor, hala ne duruyorsun? Düşmanı kovalım. Yeni devlet kuracağız. Yeni devletimizde senin alfabeni değiştirip tarihinle ve diğer kardeş millet ve İslam ümmeti ile bağlarını keseceğiz. Ezanı Türkçe okutacağız. Zorla fötr ve şapka giydireceğiz. Avrupai kıyafetsiz şehirlere giremeyeceksiniz. Türk müziğini yasaklayacağız, opera, senfoni, caz, flarmoni dinleteceğiz, bunun için devlet bütçesinden çok harcama yapıp Avrupa”ya bu konuda gençler göndereceğiz kimya, fizik, mühendislik, teknolojik ve bilimsel araştırmalar yerine müzik, dans, resim, bale, opera öğrenmeleri için dense idi acaba millet o kurtuluş savaşına kadını, kızı, erkeği, yaşlısı, genci ileyalın ayak, aç,susuz koşar mı idi? Maraş”ta Sütçü imam Fransız askerlerin çarşaflı Türk kadının çarşafını zorla çıkardığında o Fransız askerlerine ilk kurşunu attığında bilseydi ilerde yeni Türk devletinin kendi askeri Türk kadınlarını çarşafla görmek istemeyeceklerini bilseydi acaba o kurşunu o Fransız askerlerine sıkıp, halkın Fransızları Maraş”tan, Urfa”dan, Adana”dan sürüp atmasına ön ayak olur mu idi?”
Tabi ki her yeni devlet kendi meşruiyetini, gücünü ve kalıcılığını sağlamlaştırmak için girişimler, kararlar, uygulamalarda bulunur. Bu anlaşılır ve doğal bir reflekstir. Ama iktidar kadroları onların etrafındakiler ve etrafındakilerin çocukları ve çocuklarının çocukları milletin tamamının yerine kendilerini milletmiş gibi görüp ona göre ilelebet konumlanır, konuşlanırlarsa, kuş uçmaz kervan geçmez dağda, bağda, kırda, köyde, kıyıda köşede, şehirlerin varoşlarında milletin işsiz, aşsız, halsiz, çaresiz, yarınsız evlatlarına tepeden bakarlarsa o zaman bu devlet dar, mutlu, hem arsız, hem haksız, hem de güçlü küçük bir mutlu azınlığın devleti olur. Öylede olmuştu zaten.
Yıllarca ilkokullarda şu şarkı ezberletildi. Hatırlayın! “Orda bir köy var uzakta, gitmesek de, gelmesek de o köy bizim köyümüzdür.” Diye. İşte öyle bakıldığı, görüldüğü, gidilmediği içinde o köylere teröristler geldi.
1946 yılında 2. Dünya savaşının sonunda dünyada demokratikleşme süreçleri başlayınca Türkiye”de de çok partili hayata geçti. İlk seçimde ki sistem dünya demokrasi tarihinde unutulmaz en ve tek komik örnektir. Nasıl mı? “vatandaş oyunu sandık görevlilerinin önünde açık göstererek kullanacaktı. Hangi partiye verdiğini göstermek zorunda idi. Ama oyların sayımı gizli kapalı yapıldı. Sonuçlar tabi ki iktidarın lehine çıkmıştı.
1950 seçimlerinde rahmetli Menderes”in partisi “gizli oy, açık sayım sistemi” ile ezici çoğunlukla kazanmıştı.çarıklı millet ilk kez demokrasi ile ülke yönetiminde sözünü söylemiş, kararını vermiş, seçimini yapmıştı.
10 yıl rahmetli Menderes 3 kez üst üste seçim kazanmış, ülkeyi yönetmişti. Çarıktan kundara ayakkabıya, tozlu yollardan asvalt yollara, öküz ve karasabandan traktöre geçiş bu dönemde oldu dersem yeni nesil 20. Yüzyılın 2.yarısında ki geri kalmışlığımızı anlayabilir belki.
Kendini cumhuriyetin sahibi, milletide ülkenin siyahları gören arsız azınlık tahrik ve oyunları ile asker+CHP: iktidar formül ve anlayışı ile 1960 27 mayıs darbesi ile DP iktidarı yıkıp kadrolarını hapsedip, başbakan Menderes maliye bakanı Polatkan ve dış işleri bakanı Zorlu”yu asmışlardır. Ki o F. Rüştü Zorlu (bugün Kıbrıs”ta ki Türkiye”nin garantörlüğünü sağlayan dış işleri bakanı idi)
Sonra her rolü harika şekilde oynayan ünlü oyuncu Demirel ile kaybedilen yıllar “iki ileri bir geri dönemi yıllar.”
Özal 2. Menderes oldu. Biliyor musunuz gençler rahmetli Özal”dan önce Türkiye”de eve telefon almak için 20- 30 yıl beklendiğini? Televizyon 1920-30 lu yıllarda dünyada yaygın iken Türkiye”ye 1974 de geldiğini 1984 kadar tek siyah beyaz kanal trt olduğunu akşam 17 de açılıp 23 de kapandığını? Özal ile işte çok ve renkli kanallara geçildiğini. Özal ile Anadolu insanının dünyaya açıldığını, ihracat yapmayı öğrendiğini ve buna da Tüsiad denen karanlık gizli gizemli örgütün fena ifrit olduğunu?
Daha verecek çok örnek var. Ama uzatmaya gerek yok.. millet seçtikçe o milletin efendisi seçkin zümre her türlü fırıldak ile her fırsatta ve her imkan ile ve de asli görevi vatan savunması olması gerekirken iç politikada taraf olan asker desteği ile milletin seçtiklerini 4 -5 kez açık darbe ve örtülü operasyonlar ile hep yıkmış, dağıtmış yerine zayıf, halka dayanmayan allem-kullem hükümetler kurdurularak millet iradesine ve hakkına defalarca tecavüz edilmiştir.
Millete şunları dediler hep, “çobanın, köylünün, cahilin oyu ile benim ki aynı sayılır mı?, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalılar, siz caminize gidin, orucunuzu tutun karışan mı var size o halde sizde ülke yönetimine karışmayın! Siz müzikten, sanattan, spordan, demokrasiden ne anlarsınız ki? Bırakın bu işleri!”
Ülkenin marabaları gördükleri vakur milletin çocukları okullara gittiler. Başarılı oldular. Müzikte, sanatta,siyasette, sporda bizde varız dediler. Sanatçı olmak için illa solcu, komünist, ateist olunmak zorunlu değildir dediler. Köyden,kırsaldan, varoşlardan sadece vergi almak, askere çağrılmak için vatandaş sayılan insanlar dedelerimiz, babalarımız asaletlerinden dolayı susup, yutkunup sineye çekmişler haksızlıklarınızı. Ama biz hanyayı, Konya”yı, dünyayı biliyoruz ve kerizde değiliz madem ki vatandaşım o zaman bende varım her konuda diyor artık. Çemberin dışında tutulan halkın çocuklarının çemberin merkezine demokratik, haklı, doğal ve tarihi yürüyüşüdür bu olay.
İşte millet yine yeni bir 3. Menderes çıkarmıştır bu konuda ve onun ardında dimdik duaları ile oy desteği i ile duruyor. 3. Menderes ilk ikisinin tecrübe birikimine sahip ve onlara kurulan tuzakları bilen ve kendine kurulabilecek yeni tuzak türlerini fark edebilecek kadar zeki ve bu tuzakları bertaraf edecek cesarete sahip, çalışkan, üretken biri. Son 11 senede her konuda ki gelişmeleri herkes biliyor. En son ve güzel örnek ise, geçen hafta Konya”da yapılan silahlı kuvvetlerimizin kendi üretimimiz olan silah ve araçlarla “PENÇE” adlı askeri tatbikat haber ve görüntülerini görmelerini ve öğrenmelerini tavsiye ederim. Daha önce kendi vatandaşına karşı darbe yapmaktan kendi silah ve teknolojisini geliştirmeye, yapmaya fırsat, niyet ve amaç edinmeyen askerlerimiz bundan böyle milletin gerçek ordusu olduğunun izlenimlerini veriyor. Allah”ım ordumuzu daim muzaffer eylesin.
Birbirlerine düşman zıt kişiler, gruplar, örgütler hem içerde hem dışarıda ona kin, öfke kardeşliğinde birleşiveriyorlar. Bu kişi ve gruplar bu konuda kendilerini birleştirdiği için 3. Menderes”e teşekkür borçlular.

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV