UZAYIP GİDEN BİR AYRILIĞIN YOLCULUĞU
Bir tutam sevdaydı beni sana sıkı sıkıya bağlayan.
Umudum gökyüzüm kadar maviydi…
Deryalar kadar derin, rüzgâr kadar serindi senin için her an çarpan kalbim.
Ağlayan gözlerim bazen yağmur olurdu yokluğunda.
Geçmiş nasıl ki geride kalıyorsa, bende o kadar gerideyim senin için…
Ezelim olmadın, belki ebedim olursun diye bekledim işte!
Çark nasıl dönüyorsa, bende öyle dönüyorum etrafında.
Eskimeyen tek yanım oldun, çürüyüp giden bahtıma.
Rezilliğin perdesi olsan da, çekmem seni gözlerimin önünde unutma…
Acı damlar içimde dolaşan çirkin bakışlı yârin gözlerinde.
Ğayın bir çıban gibi sardı benliğimi kıskıvrak varlığım insafsızın ellerinde.
Lezzetli bir uyku uyumadan, zıkkım olur sevgin ok gibi vurur beni kalbimden.
Avazım çıktığı kadar bağırmak geri getirmiyor büyüttüğüm düşlerimdeki seni!
Mezarda yatan bir ceset gibi dururum uçuk mavi gözlerinde.
Ağır atılan adımlar kadar yorgun ilerliyor hayat kelepçesiz tutuklu kaldığım sende.
Haram lokma gibi çöktün boğazıma yutkunamıyorum.
İlaç beklerken, zehir sundun iyileşemiyorum.
Çığlıklarım duyulmaz sessiz bir kuytudayım, dayanamıyorum.
Buz kıran gözlerim karanlıkta kalmış uyanamıyorum.
İnleyen cümlelerde çaresizliğimi haykırıyorum.
Renksiz, siyah ve beyazı giymiş tozlu bir çerçeve de duran resim gibiyim.
Hayallerime dokunamadan kaybettim beni.
Ağrıyan yanımda gizli tuttuğum katilim oldu sevdiğim.
Yaşamın en çileli, en güç yanıydın be hayırsız!
İlmeği boynuma taktın, bıraktın yarsız.
Razıydım ölmeye, oysa yaşamak anlamsız ve yarınsız…
Sürgüleri çekilmiş bir yalnızlık mahkûmuyum.
Issız taş duvarlar beynimi eziyor.
Zindan çıkmazında kilitli kalmış bir kul esiriyim.
Azat edilmemiş kanatları kırık bir kuş misali yaşamaktayım.
Dün bugün, bugün yarın oldu, ben hala ben olamadım.
Eğilmiş dallarım yeşermedi, meyvesini alamadım.
Ğ bu yumuşak harf gibi beni senden alıkoyamadım.
Mahzun bir çocuk yüzünde büyüttüğüm seni benden alamadım.
Ezdin, ellerinde tuttuğun boşlukta yüreğimi.
Zıkkım olsun demek isterdim çaldığın hayatım için, ama diyemiyorum, çünkü ben helalinde sevdim seni…
Gölge gibi peşimde geldin, acı verdin.
Öfkeme kattım seni, kendi canımı yaktım.
Zil zurna oldum aşkından, hayatımdan çaldın.
Leyla’ydım gözlerinde dolaştığımda, mecnundum kalbine dokunduğumda inanmadın.
Ellerim yandı ellerini tuttuğumda…
Riyakârlıktı benim sevdamı kalbinde hapsetmen.
İğrenç bir çöplüğün ortasında aşkı topladım.
Ne yazık ki, çöplüğün sahibine yandım.
En kıymetli varlığım sandım!
Yandığımla yol ortasında kala kaldım.
Arkama bakmadan gitmek istedim.
Zulmün böylesini ben hiç görmedim.
Ilık, ıssız, dilsiz bir çöl rüzgârıyım.
Kim bilir belki, dağılır yel olur yârin gönlünde (acılarım) rüzgârım…
BUDA GEÇER AĞLAMA HİÇ BİR HAYIRSIZA DEĞMEZ GÖZLERİNE YAZIK!
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!