banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner314
26 Nisan 2024 Cuma

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Gizli tutanakları kim servis etti!

Gül-Powell arasındaki gizli anlaşma gündeme bomba gibi düştü. MHP’li Halaçoğlu, “Abdullah Gül’ün parti kurma aşamasında sızdırılan gizli belge, AKP’yi bitirme operasyonudur” dedi.

13 Eylül 2013 Cuma 21:24
Gizli tutanakları kim servis etti!
banner229
Gizli tutanakları kim servis etti!
Gül-Powell arasındaki gizli anlaşma gündeme bomba gibi düştü. MHP’li Halaçoğlu, “Abdullah Gül’ün parti kurma aşamasında sızdırılan gizli belge, AKP’yi bitirme operasyonudur” dedi.
 
Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile 2 Nisan 2003’te yaptığı “gizli anlaşma”nın “sızdırılması” gündeme bomba gibi düştü. Milliyet’in haberine göre, Gül-Powell anlaşmasında, “İncirlik ve diğer Türk askeri hastanelerinin Irak’ta yaralanan ABD askerleri için kullanılması, ABD hava unsurlarının Türkiye üzerinden K. Irak’a geçirilmesi, ABD güçleri için gerekli malzemelerin Türkiye’den Irak’a teslimatı” yer alıyor. Bu anlaşma ile Gül’ün Türkiye’nin ulusal çıkarları aleyhine ABD’ye ödünler verdiği, Ankara’nın PKK’ya karşı harekât yapamacağı, ABD askeri harekâtlarında Türkiye’nin Washington’un taleplerini şartsız kabul edeceği, K. Irak’taki Türkmenlerin göç ettirilmesine tepki vermeyeceği, ABD’nin isteği üzerine Türk ordusunun küçültüleceği, K. Irak’ta kurulacak Kürdistan’ın Ankara tarafından resmen tanınacağı öne sürülmüştü.
 

Erdoğan’ı yıpratır
 “Gizli anlaşma”nın sızdırılmasını yorumlayan MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Abdullah Gül’ün parti kurma aşamasında olduğu söyleniyor. Hükümetin de zaafa uğramasına yol açacak bir durum. Şimdi yayınlanması ilginç” dedi. Belgeleri, “AKP’yi çökertme operasyonu” olarak yorumlayan Halaçoğlu, şöyle konuştu: “Anlaşmadaki maddeler bugün de uygulanıyor. AKP her yönüyle sarpa sardı. Tutanakları okuduğunuz zaman Gül’ün Türkiye’yi savunduğu görülüyor. Bundan da daha sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ın daha çok taviz verdiği sonucu ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan ile arasında rekabet çıkarsa o zaman Abdullah Gül’ün Türkiye’nin çıkarlarını koruduğu yönünde bir tanım getirilecek. Erdoğan ise ABD’ye taviz veren bir Başbakan olarak görülecek. Bunun zamanlaması da ayrıca önemli.”
 

Ağır suçlama
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de, Gül-Powell arasındaki gizli anlaşmanın “Köşk” tarafından sızdırıldığını düşündüğünü söyledi. Gül’ün anlaşma metnini sızdırarak “kendini kurtarmaya çabaladığını” savunan Genç, “Gül, bir şey kazanmak istiyor. ‘Aleyhime kullandınız ama bildiride bir şey yok’ izlenimi yaratmak istiyor” dedi. Anlaşma metninin içeriğinin yanlış olduğuna inandığını ifade eden Genç; “Gördüğümüz anlaşmanın tam metni midir, değil midir bilemiyorum. Bildirinin basında çıkan boyutu özü değil. Bana göre göz boyama var. Gül uzun zamandır sıkıştırılıyor. Anlaşmayı o şartlarda yapmışsa vatan hainliğidir. Dışişleri Bakanı ülkesini yabancılara satamaz. Böyle bir anlaşma yapması yetkisizdir, kanunsuzdur, ihanettir” suçlamasında bulundu.
 

Amerikan askeri için dua etmişti
Başbakan Tayyip Erdoğan, Irak’taki ABD askerlerinin tecavüz ve işkenceleri sürerken, 31 Mart 2003 tarihli The Wall Street Journal’de yayınlanan makalesinde, “Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz” şeklinde ifade kullanmıştı. Erdoğan, Irak’ta 6.5 milyon çocuğun ABD’nin kurşunlarıyla öksüz, 2.5 milyon kadının da dul kaldığı dönemde sesini çıkarmamıştı. Irak’ta, ABD tarafından kadın ve çocuk ağırlıklı 1,5 milyon kişi katledilmiş, 150 binden fazla kadın ise tecavüze uğramıştı. ABD askeri, Felluce’deki Halife Raşid Camisi’ni de ahıra çevirmişti.
 
Nur’un feryadı hafızalardan silinmedi
Yaşlı ve çocukların oluşturduğu 1.5 milyondan fazla Müslümanın işgalciler tarafından katledildiği Irak’ta, Ebu Gureyb Hapihanesi’ne atılan kadınlar tecavüze uğradı. Nur isimli Iraklı kadın, Türk parlamenterlere 2004’te gönderdiği mektupta “Vahşi, kana susamış hayvanlar gibi, bedenlerimize saldırıyorlar. Allah için bizleri ve onların piçlerini öldürün” diye haykırmıştı. O mektupta şu satırlar yer almıştı: “Burada yapılanlar, Filistinli gençlere ve kadınlara yaptıklarından daha berbat. Orada fiziki işkence yapıyorlardı. Oysa burada her gün ırzımıza geçiyorlar. Biz dünden ölüme razıyız. Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri.”
 
Tezkerenin reddi, ipleri koparamadı
1 Mart tezkeresi, Türk-ABD ilişkilerinde kırılma noktası olarak biliniyor. ABD’nin Irak’ı işgal amacıyla Türkiye’ye 80 bin ABD askeri ve 250 savaş uçağı konuşlandırma, havaalanları ve limanlardan yararlanma taleplerinin uzun müzakereler sonucunda Ankara’nın istekleri ve koşulları yönünde daraltılmasından sonra Meclis’e sevk edilen 1 Mart 2003 tezkeresi reddedilmişti. Bu süreçte Türk-ABD yetkilileri arasında yapılan gizli anlaşmalar 10 yıl boyunca tartışmalara konu olmuş, Türkiye, harekâtın başladığı 20 Mart 2003’te hava sahasını açmış ve savaş devam ederken, Türkiye-ABD arasında bazı anlaşmalar imzalanmıştı.
 
İşte “derin saygı”lı o anlaşma
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, ABD Büyükelçiliği’ne saygılarını iletir ve Dışişleri Bakanı Colin L. Powell ile Ankara’ya 2 Nisan 2003’te gerçekleştirdiği son gezisi sırasında yapılan tartışmalara ve Büyükelçilik’in 31 Mart 2003 tarih ve 658 numaralı notasına istinaden, Türkiye hükümetinin şu an Irak’ta düzenlenen askeri operasyonlara katılan ABD güçlerine yardım etmesi hakkında talep edilen aşağıdaki isteklerin onaylandığını bildirmekten onur duyar: “İncirlik gibi diğer Türk askeri hastanelerinin Irak’ta yaralanan ABD askerleri için kullanılması, Türkiye’de olan arama kurtarma timlerinin Irak’a intikali, ABD güçleri için gerekli lojistik malzemelerin Türkiye’den Irak’a teslimatı Türk Genelkurmayı ile tartışılmalı ve karara varılmalı. Büyükelçilik’ten bu notanın ve ilişiktekilerin onaylandığına dair bir nota gelmesinden memnuniyet duyulacaktır. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, ABD Büyükelçiliği’ne en yüksek derin saygılarını iletmektedir.”
 
Kullanım süreleri doldu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya, belgenin AKP’nin ABD’ye teslimiyetinin kanıtı olduğunu söyledi. Kaya, “Böyle bir projede eş başkan olarak görevlendirilmiş olmak demek iradesini, milli çıkarlarını kısaca her şeyini kendisini bu projeye tayin edenlerin eline teslim etmek anlamına gelir” dedi. Belgenin AKP’nin gerçek yüzünü ortaya koyduğun savunan Kaya, “Gerçekleri, yeni Osmanlıcılık ve milli duyguları kabartacak bir takım söylemlerle örtmüş olabilirler ama er geç ortayla çıkıyor” diye konuştu. Gül ile Erdoğan arasında politik olarak bir fark bulunmadığını vurgularken, iki isimden birini “iyi” diğerini “kötü” olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu savunan Kaya, “Birbirlerinden temelde farkları yok. Sadece bazı üslup farkı olduğu ortaya çıkıyor. Al birini vur ötekine. Yeni ortaya çıkıyor olması da şimdiye kadar bunları besleyen, büyüten, topluma lanse edip sunan çevrelerin bunların kullanım sürelerinin dolduğu konusunda anlayışı ortaya koyuyor” diye konuştu.
 
İktidar teslimiyet içerisinde
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD’li mevkidaşı Colin Powell arasındaki “gizli anlaşma” nın sızdırılmasını yorumlarken, CHP’nin o dönem yapılan bazı gizli antlaşmaları açıkladığını, ancak böyle bir durumu ifade ettikleri için hakarete uğradıklarını anımsattı. İktidar partisi AKP’nin Türk dış politikasını gizli anlaşmalarla yürütmeyi alışkanlık haline getirdiğini ileri süren Haluk Koç şöyle konuştu: “Eli kalem tutan, gözü gören herkesin vicdanı bir miktar sıkıntıya girecektir. Dışişleri Bakanı’nın Katar’da Suriye muhalefeti ve diğer müttefikleriyle imzaladığı gizli antlaşmayı da ifade ettik. Bu da ortaya çıkacak. 10 yıl sonra haklı çıkacaksak biz bekleriz ama ülkenin çıkarları beklemiyor. Başından itibaren iktidar ediş şekli teslimiyet sıfatının içerisinde. Bunları söylediğimizde, ’Türkiye gerçekten Türkiye’den mi idare ediliyor’sorusunu sormuştuk. Bunun yanıtı bu tip girdikleri ikili bağlayıcı ilişkilerde ortaya çıkıyor.”
 
Gizli sevkiyat Anayasa suçu
Gül-Powell arasındaki “gizli” anlaşmanın Anayasa ihlali olduğunu, Meclis’in hiçe sayıldığını söylediyen Emekli Büyükelçi Onur Öymen, “Can alıcı nokta NİLE denilen arama kurtama timlerinin Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a geçirilmesi. Meclis’ten böyle bir yetki aldınız mı. Neydi bu timler ve kaç kişiydi. Bunun açıklığa kavuşturulması gerekir” dedi. ABD askerlerinin Meclis’ten yetki alınmadan K. Irak’a geçirilmesinin Anayasa ihlali olduğunu vurgulayan Öymen, “Arama kurtarma timleri neyin nesidir, ne zaman Türkiye’ye geldi, ne zaman Irak’a geçirildi. Meclis’ten geçmesi gerekmiyor mu. Meclis’ten geçmemiş bir anlaşma olamaz. Bunun üzerine gitmek lazım. En önemlisi Meclis’ten yetki alınmadan bazı ABD birliklerini Kuzey Irak’a geçirildiği ifadesidir. Böyle bir nota var mı yok mu. Bu yetkiyi nereden aldılar. Abdullah Gül bunu neden açıkladı bilemem. O mu açıkladı, Amerikalılardan mı çıktı Türklerden mi çıktı bu belge açıklığa kavuşturulmalı.”
Yeniçağ

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV