Selam Tevhid örgütünün kilit ismi: Mir Vekili
Selam Tevhid örgütünün bugünkü dosyasında, diplomatik rrizlere sebep olann kritik isim Mir Vekili ve bağlantıları ele alındı.

Tabela Neon

AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ın etrafında toplanan İran ajanı olduğu iddia edilen şahıslar arasında en önemli isim Seyad Ali Ekber Mir Vekili.

Savama (İran gizli servisi) ajanı olduğu öne sürülen ve İran İslam Cumhuriyeti ruhani ve siyasi lideri Ayetullah Ali Hamaney’e doğrudan bağlantılı olarak Türkiye’de espiyonaj çalışmaları yürüten Vekili, aynı zamanda Türkiye’nin dışişlerinde de önemli bir aktör.

Karşı gaztsinden Emre Erciş'in haberine göre, 04 Aralık 2012 tarihinde Irak Erbil’de düzenlenen “Petrol ve Gaz Konferansı”na katılmak üzere Irak'a gitmek isteyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın uçağı, Irak Cumhuriyeti başkanı Nuri El Maliki tarafından geri çevrilmişti.

Maliki’nin bu kararı,resmi heyeti taşıyan Başbakanlık uçağının İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan havalandığı sırada gelmesi nedeniyle Taner Yıldız ve yanında bulunan resmi heyeti taşıyan uçak, Kayseri’ye zorunlu iniş yapmak zorunda kalmıştı.

Yaşanan bu olayın ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bir açıklama yaptı. Yıldız açıklamasında şu ifadeleri kulandı;

"Merkezi Irak hükümetinin hassasiyetine dikkat ettiğimizi ve Irak'ın bütünlüğünün bizim için önemli olduğunu daha önce birçok defa vurguladık. Onun için bunu çok anlamlı bulamadığımızı ve böyle bir iletişim kopukluğunun giderileceğine olan inancımı belirtmek isterim.

Önümüzdeki süreçte Iraklı yetkililerle bu konuları tekrar değerlendireceğimizi umuyorum. Bağdat Büyükelçiliğimiz görüşmeleri yaptı ve girişimlerde bulundu. Onlar da bir iletişim kopukluğunun olduğunu söylüyorlar. Açıkça söylemem gerekirse dün orada inen özel uçaklar vardı.

Kararın süresini hep beraber izleyeceğiz.Bunlar hep izleniyor ve gözleniyor. Iraklı yetkililerin bu iletişim kopukluğunu gidereceğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlığımızın da görüşmeleri oldu"

Bakan Yıldız Kayseri’den dönüş yaptığı Ankara Esenboğa Havalimanı’nda kamuoyuna bu açıklamaları yaparken, bir hareketlilik de Selam Tevhid Kudüs Ordusu üyesi olduğu iddia edilen şahıslar arasında yaşandı.

Başbakan Erdoğan’ın ev sahibi olan Faruk Koca, Irak Cumhurbaşkanı Maliki ile yaşanan bu krizin giderilmesi için saat 15.09'da hücre üyesi İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Generali Mir Vekili’yi örgütsel telefondan 8 defa aradı ve ulaşamadı. Bunun üzerine Koca, Mir Vekili’nin telesekreterine bir mesaj bıraktı.

Faruk Koca ile eş zamanlı olarak aynı şekilde Selam Tevhid Kudüs Ordusu Örgütü’nün Türkiye yapılanmasını kuran ve aynı hücrenin bir elemanı olduğu iddia edilen Hakkı Selçuk Şanlı’da İranlı general Mir Vekili’ye ulaşmaya çalıştı fakat o da başarılı olamadı.

Yaşanan bu telefon trafiğinin ardından iki hücre elemanı birbirlerini aradılar. 04 Aralık 2012 tarihinde saat 15.14'te gerçekleşen ve Faruk Koca ile Hakkı Selçuk Şanlı arasında geçtiği iddia edilen görüşme,2011-762 nolu Selam Tevhid Kudüs Ordusu soruşturma dosyasında şu şekilde yerini aldı;

TAPE ID: 1797189697

FARUK KOCA: Ya bişeye ulaşamıyorum beni acil arasın

H.SELÇUK ŞANLI: Ben de ulaşamıyorum ki

FARUK KOCA: Öyle mi

H.SELÇUK ŞANLI: He

FARUK KOCA: Niye

H.SELÇUK ŞANLI: Yok galiba yerinde

FARUK KOCA: Tamam tamam oldu

Faruk Koca ve Hakkı Selçuk Şanlı arasında gerçekleştiği iddia edilen bu telefon görüşmesi sırasında aranan şahıs Mir Vekili Suriye’dedir ve Beşar Esad ile bir görüşme gerçekleştirmektedir. Faruk Koca’ın ulaşamadığı için mesaj bıraktığı Mir Vekili, Koca’nın mesajına yaklaşık 3 saat sonra SMS yolu ile cevap verir. Mir Vekili’nin Koca’ya attığı SMS şu şekilde kayıtlara geçer;

TARİH: 04 Aralık 2012 Saat: 17.00

TAPE ID: 1797410961

MESAJ: Abi ben Esad abideyim bir haber var mı?

Vekili'nin bu mesajını alan Faruk Koca, Vekili ile doğrudan iletişim kurması sakıncalı olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın konu ile ilgili talebini yine SMS yolu ile Vekili'ye bildirir.

TARİH: 04 Aralık 2012 Saat: 18.29

TAPE ID: 1797587094-1797588462

MESAJ: Ne haberi? Abi Taner (Taner Yıldız) abi Erbil’e giderken Nuri beyler (Nuri Maliki) uçağa yol vermemişler geri döndü. Emin abi (Hakan Fidan) size söylememi istedi.

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri bypass edilerek İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Generali Mir Vekili’nin girişimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Irak’a girişi için izin alınır.

Irak Merkezi yönetimi ile yaşanan kriz sonrası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız için devreye gidiği iddia edilen şahısların gerçekleştirdiği telefon trafiğinin 2011-762 nolu Selam Tevhid Kudüs Ordusu Örgütü soruşturma dosyasına giren şematik şekli.

Yine 2011-762 Nolu Selam Tevhid Kudüs Ordusu Örgütü soruşturma dosyasında yeraldığı öne sürülen iddialara göre, 01 Aralık 2013 tarihinde Bakan Taner Yıldız bir takım temaslar için önce Irak merkezi yönetimi ile görüşmek için Bağdat’a oradan da Kuzey Irak bölgesine gitmek ister. Ancak Nuri El Maliki yönetiminin bu temaslara olumsuz yaklaşımı sonrasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da içinde olduğu iddia edilen bu İran ajan hücresi tekrar devreye girer ve Irak yönetiminden gerekli izin alınır.

Iraklı yetkililer ve hücre elemanları arasında geçen diyalog neticesinde Bakan Yıldız'ın ikinci kez Irak'a gidiş izni alınmasına neden olduğu öne sürülen bu görüşme, Faruk Koca ve Mir Vekili arasında gerçekleşir. Söz konusu telefon trafiğinin 01 Aralık 2013 tarihinde şu şekilde gerçekleştiği iddia edildi;

TAPE ID: 2472282579

MİR VEKİLİ: Sen beni şey yaptın ne var ne yok iyisin inşallah

FARUK KOCA: Elhamdülillah

MİR VEKİLİ: Arkadaşlar nasıllar?

FARUK KOCA: Hamd olsun emret abi sen

MİR VEKİLİ: Allah razı olsun ağam, siz emredin nasılsınız iyisiniz

FARUK KOCA: Bu Taner abi (Taner Yıldız) Nuri abinin (Nuri El Maliki) oraya gidecek. Nuri beyin oraya gidecek

MİR VEKİLİ: Evet

FARUK KOCA: Şimdi orda biraz sıkıntı yapıyorlar.Normalde o kuzeydekilerle yapılan görüşmeler ve şeyler varya

MİR VEKİLİ: Anladım, duydum şeyi haberi

FARUK KOCA: Hı şimdi

MİR VEKİLİ: Tekrar geri göndermişler

FARUK KOCA: Yok daha şey yani aslında dün gidecekti. Şimdi orda ayıp ediyorlar bak. Şeyi bizimkiler zaten bu problemler yeni zar zor aşıldı bizimkiler merkezdekilerin aleyhine veya merkezdekilerin lehine olmayacak bişeyi evet demediler onlara

MİR VEKİLİ: Hı

FARUK KOCA: Ama onlar inat ediyorlar, yani oradan burya geçecek diye oraya geçemezsiniz şudur budur yav kardeşim bu kaprisle sıkıntı veriyor normalde görüşmeler diyalog ile çözülecek ama bizimkiler temel olarak buradaki bütün görüşmelerden

MİR VEKİLİ: Evet

FARUK KOCA: Merkezdekilere sıkıntı verecek hiçbir şeyi biz yapmayız

MİR VEKİLİ: Yani sen onu kesin söz veriyorsun değil mi?

FARUK KOCA: Abi tabi zaten o görüşmelerde o görüşmelerde

MİR VEKİLİ: Ne zaman gitmek istiyor?

FARUK KOCA: Ne

MİR  VEKİLİ: Ne zaman gitmek istiyor?

FARUK KOCA: Şimdi gidiyor,yarım saate gidecek

MİR VEKİLİ: İzin çıktı mı uçak izni?

FARUK KOCA: Yav çıkmak üzere ya işte ordan işte Kuzeye geçecek ya oraya geçmeyin diyo yav kardeşim bırak geçsin

MİR VEKİLİ: Ha yok yok tamam onu biz şimdi o merkeze gidiyor merkezden geri dönerken Kuzeye geçecek

FARUK KOCA: Hı

MİR VEKİLİ: Tamam onu çözeriz problem değil

FARUK KOCA: Abi o yani bide biz bu aşamaya zor geldik sıkıntı olmasın

MİR VEKİLİ: Hı

FARUK KOCA: Şundan emin olsun bak şundan emin olsunlar orda nifak veya fitneye sebep olacak veya ayrıştıracak hiçbir şeye bizimkiler evet demeyecek

MİR VEKİLİ: Tamam

FARUK KOCA: Yani o sadece detaylı görüşürüz telefon da telefon da şey değil

MİR VEKİLİ: Tamam

FARUK KOCA: Yani bi zahmet ağaya söyle ( Ayetullah Ali Hamaney)

MİR VEKİLİ: İnşallah

FARUK KOCA: Orayı bi arasınlar (İranlı yetkililer) hiçbir problem yapmayın

MİR VEKİLİ: İnşallah

FARUK KOCA: Temel anlamda bir problem yapmayacak olmaz yani

MİR VEKİLİ: Tamam inşallah

FARUK KOCA: Beni

MİR VEKİLİ: Ben tekrar sana döneceğim

FARUK KOCA: Ben haber bekliyorum yarım saate kadar kalkmaları lazım

MİR VEKİLİ: Tamam

FARUK KOCA: Tamam mı?

MİR VEKİLİ: Hı hı tamam

FARUK KOCA: Yani ordan oraya önce zaten merkeze gidecek merkezden sonra oraya

MİR VEKİLİ: Hı

FARUK KOCA: Gidecek

MİR VEKİLİ: Tamam

FARUK KOCA: Yani öbür taraf aslında öbür taraf bizi çok zorladı merkezsiz bizimkiler kesinlikle kabul etmedi

MİR VEKİLİ: Hı tamam. Ben şimdi bi konuşayım sana döneceğim abi

FARUK KOCA: Bi ağaya söyle (Ayetullah Ali Hamaney) bi hemen şey yapsın bi haber bekliyorum

MİR VEKİLİ: Tamam

FARUK KOCA: Öbür görüşmeler nasıl geçti ben hiç görüşmedim daha kimse ile

MİR VEKİLİ: Elhamdülillah çok iyi geçti

FARUK KOCA: Öyle mi

MİR VEKİLİ: Bilmiyorum sen sordun mu sormadın mı

FARUK KOCA: Hiç gör

MİR VEKİLİ: …geçti

FARUK KOCA: Daha hiç kimseyi görmedim

MİR VEKİLİ: Ha yok çok iyi geçti elhamdülillah bu sefer

FARUK KOCA: Şimdi bu Nuri ağabeylerle (Nuri El Maliki) olan iyi Nuri beylerle  olan iyi ilişkiler iyi bir aşamaya geliyor buna sıkıntı yapmayalım

MİR VEKİLİ: Elhamdülillah

FARUK KOCA: Buna sıkıntı yapmasınlar

MİR VEKİLİ: Yok onu bizde (İran) destekliyoruz zaten sizinkilere de söyledik kesinlikle destekliyoruz dedim bu alınan kararı

FARUK KOCA: Ama işte sıkıntı dünden beri

MİR VEKİLİ: Hem bizden (İran) hem Nuri (El Maliki) abiden hem Esad (Beşer Esad) ağabeygiller bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız yani

FARUK KOCA: Tamam yani bi aşamaya geldi sıkıntı yapmasın böyle gidip şey yapmazlar bizimkileri yani o konuda rahat olsunlar

MİR VEKİLİ: İnşallah

FARUK KOCA: Tamam

Mir Vekili ve Faruk Koca’ya ait olduğu öne sürülen bu telefon görüşmesi eğer doğru ise, Türkiye’nin geldiği durum içler acısıdır.

Meydanlarda Başbakan Erdoğan’ın oy kazanmak için düşman ilan ettiği ve “Diktatör” olarak yaftaladığı Suriye Devlet başkanı Beşar Esad ve Nuri El Maliki, Başbakan’ın ev sahibi olan ve AKP’nin kurucu üyelerinden olup iki dönem milletvekilliği yapan Faruk Koca ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın çok sevdikleri ve saygı duydukları birer abileriymiş.

Söz konusu bu iddialara göre görünen o ki; Irak ve Suriye'ye yönelik dış meselelerde Türkiye Cumhuriyeti diplomatları ve Ortadoğu uzmanı akademisyenler değil, İran’ın ajan hücresi muhatap alınmış. Türk dış politikası İran’ın elinde bir oyuncak haline getirilmiş ve birçok konuda İran’dan icazet alınmadan hareket edilmemiş.