banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner225
26 Nisan 2024 Cuma

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Ekonomist Sadi Uzunoğlu: Sonumuz oradan beter olacak

Siyasi krizle birlikte iyice ayyuka çıkan ekonomik sıkıntılar, Ali Babacan'ın "220 milyar dolar lazım" sözleriyle de ete kemiğe büründü.

06 Ağustos 2014 Çarşamba 18:49
Ekonomist Sadi Uzunoğlu: Sonumuz oradan beter olacak
banner291
Ekonomist Sadi Uzunoğlu: Sonumuz oradan beter olacak
Siyasi krizle birlikte iyice ayyuka çıkan ekonomik sıkıntılar, Ali Babacan'ın "220 milyar dolar lazım" sözleriyle de ete kemiğe büründü.

Büyük Tabela Neon

Enflasyonda yaşanan tehlikeli dalgalanmaları, Ali Babacan'ın kritik açıklamasını ve Amerika Merkez Bankası'nın (FED) bir yıl önce açıkladığı haritasının Türkiye'nin ekonomisine etkilerini, Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı. Prof.Dr. Sadi Uzunoğlu'na sorduk.

Erdoğan'ın özellikle kredi konusundaki söylemlerinin tamamen seçim öncesi bir şov olduğunun altını çizen Uzunoğlu, ranta dayalı ekonomi politkalırının değiştirilmediği sürece Türkiye'yi çok ciddi sıkıntıların beklediğini söyledi.

İşte Prof.Dr.Sadi Uzunoğlu'nun yaptığı o çok özel açıklamalar:

Ali Babacan bir açıklamasında Türkiye'nin 200 milyar dolar paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Diğer taraftan da Başbakan son 12 yılda Türkiye'nin ekonomisinin iyiye gittiğini söylemesi birbiriyle çelişen iki açıklama değil mi?

Bir kere Türkiye ekonomisi kendi kaynaklarıyla büyüyen bir ekonomi değil . Tasarrufların % 13'lere düştüğü, Amerika gibi ciddi tasarruf açığı olan bir ülkeyiz. Tasarruf açığı otomatik olarak cari açık demektir. Cari açığın finanasmanı da genelde dış kaynakla olur. Yani borçlanma ya da bir şekilde içeriye döviz girişiyle kapatılması, finanse edilmesi lazım. Dolayısıyla, içerideki büyümeyi destekleyecek kaynakları dışarıdan bulmak zorunda olduğumuz için, dışarıdan kaynak geldiği sürece bankacılık sektörü aracılığıyla bunlar krediye dönüşüyor ve özel kesime aktarılarak özel kesim aracılığıyla ekonomi büyüyor. Ama dışarıdan kaynak girişinde bir takım sorunlar yaşandığı zaman Türkiye ekonomisi otomatik olarak duruyor.

Çünkü teknik kaynağı olmadığı için biraz büyümeye kalkması demek çok büyük cari açıklara yol açıyor ve büyük cari açıklar da finanse edilmesi kolay olmadığı için ülke riskli konuma geliyor. Dolayısıyla Türkiye'deki temel sorun tasarruf açığı ve bununla birlikte gelen cari açık, Türkiye ekonomisi büyüdüğü an açık yaratıyor. Türkiye'de maalesef "Ekonomi pek fazla büyümesin, %4 büyüme yeter" diyen Ali Babacan kanadı ve diğer kanatta ise "Boşverin verin kredileri, Türkiye ekonomisi büyüsün bir şekilde bu kapatılır" diyen Başbakan ve Nihat Zeybekçi grubu var.

Bir kere Başbakan ve Zeybekçi kanadından baktığımız zaman Türkiye ekonomisinin büyümesi için dışardan çok büyük bir kaynak girişine gereksinim var. Diğer taraftan büyük projeler ortada var ve bu projeleri kendi kaynaklarımızla finanse edebilmemiz mümkün değil ve bu durumda sıcak ya da soğuk farketmeyen para ihtiyaçı var. Paranın eskisi gibi rahat gelmeyeceği sinyaller var zaten.

Geçen yıl ABD Merkez Bankası (FED) 2015 te faiz artırımına gidileceğini açıklamıştı ve Türkiye bu artırımdan haberdar. Sizce Türkiye bu artırım için gerekli önlemler aldı mı bu kadar açığımız varken?

Şu andaki Merkez Bankası'nın önlemleri, ekonominin önemli bankacılık sektöründeki bir kanadı tarafından istenmiyor. Merkez Bankası'nın sıkılaştırıcı politikası , faizi çok hızlı bir şekilde aşağı çekmemiş olması, bankacılık sektöründeki krizin kontrol edilmesi vs bir takım önlemler aslında Amerika'daki faiz yükselimine karşı alınmış olan ön önlemlerdir. Bu yeterli değil ama MB bu baskı altında bu kadarını yapabiliyor.

Dolayısıyla bu baskıya bu kadar dayanabilen, elinden geldiğince akonomik büyümeyi kontrol etmeye çalışıyor ve büyük cari açık vermeyelim, faizler yükselirse Türkiye'ye giren paralar az olacak gibi olacakları düşünüp şimdiden önlemler alan bir MB görüyoruz. Yani çok başarılı değil bu konuda ama dayanabildiği kadarını yapmaya çalışıyor. Diğer tarafta ise, işi oluruna bırakmış ve "Bakalım neler olacak?. " diyen bir yapıyla karşı karşıya kalıyoruz.

Başbakan'ın MB'na sürekli olarak müdahale etmesi sizce ne kadar doğru. Bu müdahale Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor sizce?

Bizim dışarıdan anladığımız şu: ekonomide tek bir görüş yok ve ekonomi yönetiminin içinde görüşler tamamiyle ayrışmış durumda. Bir bölümü MB'nı destekleyen ve işi biraz daha orta uzun vadeli görüp "İleride zorluk çekebiliriz" diyen bir grup, bir de "Türkiye ekonımisini kimse tutamaz " deyip bunu belli bir hesaba dayandırmadan hareket eden bir grup var. Başbakan'ın özellikle kredi konusundaki söylemleri bence biraz da seçim atmosferinde kamuoyuna yönelik olarak söylenmiş popülist söylemlerdir. Çünkü Türkiye de TL ile borçlanıpta yatırım yapan özel sektör yok. Biz şunu da gördük çok yüksek TL faizlerinin olduğu ortamda da özel sektör yatırım yapıyordu. Özel sektörün yatırm yapmasını etkileyen temel faktör faiz oranları değildir. Sadece tüketicinin kredisini etkileyen faiz oranlarıdır. Bunu bankaların kredileriyle ayrıştırmak lazım. Kısacası bankaların ve girişimciler yatırm kredileri faizlere bağlı değil gelecekle ilgili beklentilere bağlıdır.

Bu beklentiler düzgünse, sağlamsa , ürettiği malı satabileceğine inanıyorsa, geleceğe güvenirse o zaman faiz oranını falan hiç düşünmeden, yabancı parayla ya da bir şekilde kendi kaynaklarını devreye sokarak özel sektör yatırım yapmaya devam eder. Bu nedenle Başbakanın söylediklerini seçim meydanlarında çok fazla düşünülmeden söylenmiş temenni olarak görüyorum. Ben de faizlerin bu kadar yüksek olmasını doğru bulmuyorum ama bir taraftan % 9 seviyesinde bir enflasyon ve diğer tarafta tasarruf etmeyen bir halk var. Şimdi siz vatandaşa % 8 tl faizi ödeyeceksiniz, onun da cebine % 6.5 girecek ve ondan sonra "Tasaruf et" diyeceksiniz. Zaten herkese zarar ettireceksiniz ve üstelik mevduatada yüksek faiz vereceksiniz . Peki o zaman vatandaş niye tasarruf etsin? Zaten tasarruf oranında çok düşüğüz. Demekki 2002 başından bu yana uygulanan ekonomik model doğru bir model değil, cari açık üreten Türkiye'deki sanayiyi ve üretimi tasfiye eden bir modeldir.

Yolsuzluk soruşturmalarından sonra iktidara olan güven biraz sarsıldı ve Obama'nın Başbakan'ın telefonlarına çıkmadığı iddiaları var. Bu durum etkili oldumu sizce?

Türkiye ekonomisi zaten şöyle bir noktada; fiyatların aşırı değerlendiği ve bir baloncuğun oluştuğu ekonmimiz oldu. Bu balonunda alınması lazım. Bu kur yükselişi balonun alınmasında önemli bir etkiydi fakat o kur biraz şu an gevşemiş durumda, balonu tekrar şişirme isteği ön plana çıkıyor.Dolayısıyla Türkiye ekonomisi önümüzdeki dönemde kaynak girişi olduğu zaman yürüyebilen, kaynak girişi olmadığı zaman sorunlar yaşayacak olan ciddi kırlgan bir ekonomi. Türkiye malesef dünyadaki kırılgan 5 ekonomiden birisi olarak gösterildi.

Önümüzdeki dönemde yaşayıp göreceğiz bir takım olayları. ama şu anda bizde bir yönlendirme var. Bir de bölgedeki yeni oluşumlar ve bölgedeki yeni olaylar şu anda bir çok ülkenin artık hareketlerini yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gündeme geitriyor. Böyle bir oluşum içinde Türkiye bir anlamda uyguladığı bazı tutarsız politakalarıylada göz ardı edilebiliyor. Çünkü hiç kimse tam olarak bu bölgedeki politkasını oturtabilmiş değil. Bu boşluktan bir şekilde çıkmaya çalışan da bir ülke. O nedenle bir süre gider ama sonuçta bu bir ekonomidir. hani su akarsa durulur. Bir takım fiyatların düzelmesi, bu oluşan balonların bir bir sönmesi, Türkiye'nin gerçekten üreten bir ekonomiye dönmesi lazım. Yani böyle hizmetler sektörü, rant ve inşaat üzerine kurulu bir ekonomiden vazgeçilmesi lazım. Eğitime dönmesi gerekiyor bence. Bizim eğitim üzerine yaptığımız tartışmalar bile , aslında işin ne kadar uzağında olduğumuzu gösteriyor. O nedenle ranta dayalı ekonominin ne demek olduğunu biz Avrupa ekonomisinde de ABD ekonmisinde de gördük.
Şöyle diyelim; kaliteli bir istihdam yaratamazsınız böyle bir ekonomide, taşeronlarla, suriyeden gelen insanları daha ucuza çalıştırarak birilerinin cebine kaynak aktarmaya çalışırsınız. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Asgari ücretle bol miktarda emekeliniz var. böyle bir ekonomi orta gelir tuzağı dediğimiz tuzağı kırabilir mi? bunun değişmesi lazım

Peki bu durum kimin ekmeğine yağ sürüyor?

Tabii ki kapitalizmin ekmeğine. Mesela Suriye'den gelen insanlara tabi ki sahip çıkacağız o başka bir şey. Ama gelen insanlara dedik ki % 37 iş veren yükünü Suriye'de çalıştırısanız % 2'ye düşürceğiz. Şimdi kimin ekmeğine yağ sürüyoruz? Sendikalar bile buna sesini çıkarmadı. Herkesin yükünü % 2'ye indirelim, onun bir bölümünü patron paylşasın, bir bölümünü çalışan paylaşssın ve bu şekilde zaten o para cepte saklanmayacaki, harcanak. Devlette vergi toplayarak bu açığı kapatmış olacak.

O yüzden geniş kesimlere böyle kalıcı bir kaynak, -bakın yardım demiyorum, sosyal yardım devletinden bahsetmiyrum- yani kalıcı gelir yaratan bir devlet, gerçekten sosyal devlet modeline dönemzseniz, üretim modeline, insanı yetiştiren, insana para veren değil, insanı üretime yönlendiren bir modele geçmediğimiz sürece biz bunları çok tartışırız.

Dolayısyla çarpık çurpuk bir kapitalizm, ahbap çavuş kapitalizmi şeklinde gideriz. Para geldiği zaman "Aslanlar gibi gidiyoruz" deriz, para gittiği zaman da böyle kavga ederiz.

Sonumuz ekonomide iflas eden Arjantin gibi olur mu sizce?

Onu tarih gösterir.Bizim gibi ülkelerin uzun vadede başına neler geldiğini dünyada gördük.Umarım bazı şeyleri fırsat olarak değerlendirip, kısa sürede bazı şeylerimizi toparlayabilirsek oralara gitmeden Türkiye toparlanabilir ama bu politkalarda ısrar edilirse, bu tamamen dışardan kayank girişine dayalı bir modelde ve rant modelinde ısrar edildiğinde gideceğimiz yer orası.



beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV