banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner248
27 Nisan 2024 Cumartesi

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Küstüm Sana Baba

09 Şubat 2014, 18:12
Küstüm Sana Baba
Küstüm Sana Baba

   Çocuktum ve annemin gözünde halen çocuğum. Ya babamın gözünde ne olmuştum ? Aslan gibi bir delikanlı mı yoksa halen kuzusu, yavrusu mu ? Ne oldu şimdi bana ? Büyüdüm mü ben bir anda, yoksa halen çocuk muyum bilemedim.

   Senden isteklerim vardı bazen. Çocukça istekler hep işte. Söz verirdin bazen ve sözünde dururdun çoğu zaman. Ama çocuğum ya bitmezdi isteklerim. İlk yıllar oyuncak isterdim. Yıllar geçtikçe daha da arttı isteklerim. İnsanoğlu işte, bitmez ya istekleri. Sürekli bir şeyler isteriz. Ardı arkası kesilmeyen istekler. Baba, bisiklet istemiştim hatırlıyor musun ? O yıllar Bmx bisikletler modaydı hani. Okul tatil olur olmaz almıştın. Sadece iki yıl binebildim. Hor kullanmıştım biraz özür dilerim. Sonra da vitesli bisiklet almıştın. Kırmızı renk, direksiyonu da boynuzlu. Mahallenin en güzel bisikleti bendeydi artık. Tüm çocuklar bana bakardı, hatta kızlar bile.
  
   İlkokul yılları, ortaokul yıllar derken lise çağıma gelmiştim. Çok çalışkan bir öğrenci olmadım çoğu zaman. Ve hatta tembel olduğum yıllar fazlasıylaydı. Yine de beni ve ablamı okutmak için vazgeçmedin. Kızdın belki tembelliğime, gücendin de bazen. Elimden bir şey gelmiyor. Dersler ile aram pek iyi olmadı ama yine de okudum.

   Lise yıllarında bağlamaya başladım hatırlar mısın ? Lise ikinci sınıftı sanırım. Sınıf arkadaşımla beraber, yarım gün çalışmak için bir lokantaya girmiştik. Memur çocuğu olmak zor geldi bazen, belki de o yüzdendi para kazanma isteğimiz. Neredeyse her gün okuldan sonra çalışmaya başlamıştık. İlk maaşım ile de bir müzik kursuna kayıt olmuştum. Hani türküleri ne kadar çok severdin sen. İşte o türküleri sana sazımla çalmak istedim. Kaç kere türkü istedin benden ve kaç kere çaldım sana ve söyledim.

   Yıllar geçti bu arada; okudum, çalıştım. Dertlerimiz oldu, dertlerin oldu. Yine de yılmadık yaşadık. Hayat bu değil miydi zaten ? Çok iş değiştirdim bu hayatta. Her zaman kızardın bana meslek sahibi olamadım diye. Ama ben bir arayıştaydım her zaman, bundandı iş değiştirmelerim. Hayallerim vardı ve hedeflerim. Bazılarına ulaştım ve bazılarına da ulaşmaya çalıştım. Başardıklarım da vardır ve halen başaramadıklarım da. Fakat önemli olan hayallerinin peşinden gitmek değil miydi ?

   Bir kız ile tanıştım sonra, çok sevmiştik birbirimizi. Bir gün ayrı olamıyorduk ve her gün görüşmeye çalışıyorduk. Bir konser sonrası onunla tanıştırmıştım seni. Tanımıyordun onu ve bilmiyordun ne kadar sevdiğimi. O an bu mu demiştin ya. Bu mu ? Bu beni çok kırmıştı ama yüreğime yazmıştım.

   Kavuşamaz ya gerçek sevdalılar. Bizde kavuşamadık işte. Bir şeyler ters gitmeye başladı ve filmin mutsuz bir sonu oldu. Bundan sonra iş dışında hiç bir şey yapmamaya başladım. İçime kapanmıştım. Soyutladım kendimi dünyadan Üç yıl süresince sosyal hayatım olmadı. Hatta gerekli olmadıkça odamdan çıkmamaya çalıştım. Korkar olmuştum dünyadan ama ben korkar değildim aslında.

   Yıllar geçiyordu yine ve askerlik görevimi geç de olsa yerine getirmeye karar verdim. Bir pazartesi sabahı şubeye gidip işlemleri yaptım. Salı günü eğlence yaptık ve çarşamba günü hep beraber Ezine yollarını tuttuk. Akşam üstü birliğime teslim oldum. İşte bir buçuk yıllık hasretlik başladı. Ezine de acemi birliği ve ardından Ankara’da usta birliği derken göz açıp kapayıncaya kadar askerlik te bitti.

   Bir Ağustos günü döndüm evime. İlk bakışta değişmemişti belki hiç bir şey. Ama söylenmemişti bana yaşanılan sorunlar, dertler. Aslında çok şey değişmişti, bilemedim.

   Kenetlenmeye çalıştık ailece. Bir zaman savaştık, bir zaman iste tartıştık. Doğru yol ne ise onu bulmaya çalıştık. Fakat sen anlatmamaya çalışıyordun dertlerini. İçine kapandın iyice. Ne zaman konuşmaya çalışsak kaçıyordun bizden. Uzaklaşıyordun ailenden ve dostlarından. Evden çıkmamaya başladın, zayıfladın ve bir anda yaşlandın. Neydi derdin ? Neden anlatmadın bunları hiç. Biz değil miydik senin ailen ? Biz değil miydik iyi ve kötü gününde yanında olan ?

   Bir pazar günü hiç unutmam. Evden çıktım sen salonda uzanmıştın. Nereye gidiyorsun dedin. Arkadaşımla görüşeceğim dedim. Tamam dedin uzanmaya devam ettin. Arkadaşım ile sinemaya gidecektik. Seans ve filmlere bakıyorduk. Gişe de biraz kuyruk vardı. Sıra bize geldiğinde telefon çaldı. Annem arıyordu. Hasan koş yetiş, baban kendini vurmuş dedi. O anda neler hissettim, ne yaptım ve eve nasıl geldim hatırlayamıyorum. Kapının önü polis ve komşular ile hıncahınç doluydu. Seni görmek istedim ve sana sarılmak istedim ama izin vermiyorlardı. Ağlıyordum, bağırıyordum ve feryat ediyordum. Nasıl kıymıştın kendine babam. Değer miydi bunca sorunlara. Sen değil miydin bize akıl veren. Sen değil miydin babam, atam. Sen değil miydin bize hayatı öğreten. Küstüm sana babam. Bırakıp gittin ya bizi, kırdın ya kolumuzu kanadımızı. Hakkım sonuna kadar helal fakat küstüm sana babam, küstüm…

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV