Adli Tıp Kurumu'ndan Deniz Seki kararı
Uyuşturucu madde ticareti suçlaması ile 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Deniz Seki'nin infaz erteleme talebi reddedildi.
İnfaz savcılığının, uyuşturucu madde ticareti suçlaması ile yargılandığı davada aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası yakın zamanda onanan ünlü sanatçı Deniz Seki hakkında ağır hastalık nedeniyle istenilen infaz erteleme talebini reddettiği öğrenildi. Kararın Adli Tıp Kurumu raporundaki incelemeye dayandırılan gerekçesinde ise Seki'nin cezaevi şartlarında kalmasının sağlığı yönünden engel bir durum teşkil etmediği belirtildi.
seo yazılım

Seki'nin hayati tehlike yaratabilecek bir hastalığı bulunduğu için ameliyat olması gerektiği ve bu nedenle teslim olamadığı geçtiğimiz günlerde basına yansımıştı. Bu olumsuz durum nedeniyle Seki'nin avukatları infaz savcılığına başvurarak sanatçının sağlık raporlarını sunmuş ve cezanın infazının, ameliyat ve tedavi sonrasına kadar ertelenmesini talep etmişlerdi. Bunun üzerine Seki'nin sağlık raporlarını incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderen Savcılık, buradan gelecek sonucu beklemekteydi.
HASTALIĞI CEZAEVİNE GİRMESİNE ENGEL DEĞİL

İnfaz Savcılığı tarafından bugün verilen karar ile Deniz Seki'nin ağır hastalık nedeniyle infaz erteleme talebinin reddedildiği öğrenildi. Savcılık kararında red gerekçesi ise Adli Tıp kararına dayandırıldı. Karar içeriğinden, Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme neticesinde sanatçının cezaevi şartlarında kalmasının sağlığı yönünden engel bir durum teşkil etmediğinin belirtildiği anlaşıldı. Böylelikle sanatçının, cezaevine girmeden önce tedavi olmasının yolu kapanmış oldu.

Kararın öğrenilmesi üzerine açıklama yapan Seki'nin avukatı Naim Karakaya müvekkilinin rahatsızlığının çok ciddi boyutlara varabileceğini ve cezaevi koşullarında ameliyat ve sonrasındaki muhtemel tedavi sürecinin sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesinin mümkün olamayacağını ifade etti. Bu karardan sonra gözler sanatçının Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı bireysel başvuru sonucuna çevrildi. Seki, Yargıtay'ın onama kararı sonrasında, hakkında yürütülen yargılamada başta adil yargılanma olmak üzere hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.