banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner306
29 Nisan 2024 Pazartesi

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Olay fotoğrafa yanıt!

Bir hafta önce Halep’te kaçırılan Türk gazeteci Cüneyt Ünal, Suriye TV’sine çıkarılıp terörist gibi gösterildi. Davutoğlu ‘Esad’ın senaryosu’ yorumu yaptı.

28 Ağustos 2012 Salı 05:55
Olay fotoğrafa yanıt!
banner265
Olay fotoğrafa yanıt!

Bir hafta önce Halep’te kaçırılan Türk gazeteci Cüneyt Ünal, Suriye TV’sine çıkarılıp terörist gibi gösterildi. Davutoğlu ‘Esad’ın senaryosu’ yorumu yaptı.

Suriye’de kaçırılan Türk kameraman, gözleri morluklarla dolu, bitkin ve korkmuş bir şekilde Suriye devlet televizyonuna çıkarıldı. Terörist olarak tanıtılan Cüneyt Ünal, kendisine zorla ezberletilen itiraf metnini okudu...

Suriye’de 1 hafta önce Esad rejimine sadık askerler tarafından kaçırılan Türk gazeteci Cüneyt Ünal’ın ilk görüntüleri yayınlandı. Suriye Devlet Televizyonu, her iki gözünde morluklar bulunan, açık bir şekilde korktuğu gözlenen eski TRT kameramanının ‘itiraflarını’ yayınladı. Kendisine ezberletilen metni okuyan ve zaman zaman yer isimlerini hatırlamakta zorlanan Ünal, görüntülerde Suriye’ye giriş sürecini anlattı. Oldukça bitkin görünen Ünal, Kilis üzerinden girdiği Suriye’de silahlı muhaliflerle birlikte hareket ettiğini söyledi. Yaklaşık 1.5 dakikalık konuşmasında defalarca kendisinin birlikte olduğu kişilerin ‘silahlı’ olduğunu söylemek zorunda bırakılan Türk gazeteci, Suriye televizyonu tarafından ‘terörist’ olarak tanıtıldı. ABD merkezli El Hurra televizyonu için çalışan Ünal, Halep’in Meydan caddesinde yaşanan çatışmanın ardından Suriye güvenlik güçlerince gözaltına alındığını söyledi.

Sık sık kekeledi

Video süresince son derece gergin görünen ve sık sık kekeleyen Cüneyt Ünal, şunları söyledi: “Adım Cüneyt Ünal. İstanbul’dan Hatay’a uçakla geldim. Hatay’dan Kilis’e arabayla geçtim. Kilis’ten Azaz Köyüne yanımdaki silahlı grupla birlikte geçtim. Yanımdaki gruptakilerin hepsinin elinde silah vardı. Silahlı grupların içinde Çeçen, Libyalı, Katarlı, Suudi Arabistanlılar vardı. Azaz’dan sonra Mahri Tarafat bölgesine geçtim. Daha sonra bu grupla birlikte Halep’e geçtik. Halep’te Tevhid Liva grubu ile buluştuk. Onlar da silahlıydı. Onlar da bizimle birlikte, Sahur Süleyman Halebi’nde yine yanımızda Çeçen, Libyalı, Suudi Arabistan, Katarlı silahlı gruplar vardı. Onlarla birlikte daha sonra Meydan Caddesi’nde Suriyeli askerler ve jandarmalarla silahlı çatışma yaşandı ve beni tutup buraya getirdiler, silahlı grubun yanından.”


‘Hemen serbest bırakılsın’

Görüntülerin ardından basın kuruluşları ve derneklerden tepki yağdı. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Cüneyt Ünal’ın derhal serbest bırakılması için çağrıda bulundu. IPI’nın açıklamasında, “Suriyeli gazeteci grubu, Suriye’de alıkonulan ya da kayıp onlarca gazeteci olduğuna dikkat çekti. Ünal’ın, 20 Ağustos tarihinde öldürülen Japon gazeteci Mika Yamamoto ve halen kayıp Bashar Fahmi ile Halep yakınlarında seyahat etmekte olduğu ve her iki gazeteciden de 20 Ağustostan bu yana haber alınamadığı belirtilmektedir” ifadeleri yer aldı. Ayrıca Türkiye Haber Kameramanları Derneği, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti de Ünal’a şiddet uygulanmasını kınadı.

17 yıllık gazeteci

Son dönemde serbest çalışan ve Suriye’ye Arapça yayın yapan Amerikan televizyon kanalı El Hurra adına giden kameraman Cüneyt Ünal, mesleğe 1996 yılında Kanal 6’da başladı ve CNNTürk, TRT Türk ve Kanal 6 gibi birçok kanalda profesyonel haber kameramanı olarak çalıştı. Yurt içinde ve yurt dışında sayısız sıcak haber takibi yapan Ünal, geçen yıl Türkiye Haber Kameramanları Derneği’nin ”Yılın En İyi Haber Görüntüsü” ödülünü aldı. Geçen 1 Mayıs’ta da görevini yaparken polisin sıktığı biber gazına maruz kalmıştı.

DAVUTOĞLU’NDAN SERT TEPKİ

Bir anda silahlı militan mı oldu?

Görüntülerin yayınlanması Ankara’da büyük rahatsızlık yarattı.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Halep’te kaçırılan Türk gazeteci Ünal’ın sağlık durumundan Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Kameraman kardeşimizle iletişim koptuğu andan itibaren yakından ilgilendik. Bir kere önce üzücü bir haber gelmişti, elhamdülillah sağ, sıhhati iyi. Ancak görüntülere bakınca fark edeceğiniz gibi dikte edilmiş bir açıklama yapılıyor gibi görünüyor. Bu daha önce de ortaya konmuş bir senaryo. Hatırlarsınız, daha önce iki gazeteci kardeşimiz kaçırıldığında da uzun süre bunların Türk istihbaratınını elemanları olduğu iddia edildi. Birçok başka misyonlarla orada bulundukları. Halbuki gazetecilik görevlerini yapıyorlardı ve geri döndükten sonra da gazetecilik görevlerine devam eden kardeşlerimizdi bunlar. Şimdi de bir kameraman arkadaşımız Suriye’ye gitmiş. Daha önce de hep gazetecilik yapmış bir kameraman bir anda silahlı militana dönüşebilir mi? Yaklaşımın hatası burada. Rejim; kameramanı, muhalifi terörist ilan eder. Bu iddiaları ciddiye almıyoruz, ama sağlığından birinci derecede Suriye sorumludur. Türk ve uluslararası medya kuruluşlarına ve köşe yazarlarına sesleniyorum. Gazeteciliğe saygınız varsa hep beraber Cüneyt kardeşimizin kurtulması için çalışalım.”



‘İlk Görüntü Bu kare photoshop’

Ayrıca görüntüler sırasında iki kez Ünal’ın elinde roketatarla çekilmiş fotoğrafı da ekranlara getirildi. Ancak Ünal’ın arkadaşları bu pozun photoshop marifetiyle yapıldığını ve fotoğraf büyütüldüğünde el ve yüz arasında renk farklılıklarının ortaya çıktığını söylüyor.

''Cüneyt baskı altında konuşturuldu''

Suriye'deki esir Türk gazetecinin eşi konuştu
Suriye'de kaçırılan gazeteci Cüneyt Ünal'ın eşi Nuran Ünal, eşinin Suriye devlet televizyonunda yayınlanan konuşmasının baskı altında yapıldığını söyledi.

Gaziosmanpaşa'daki evlerinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Nuran Ünal, eşinin arife günü Kilis'e ulaştığını ve otele giriş yaptığında telefonla görüştüklerini söyledi.

Cüneyt Ünal'ın Suriye'ye her giriş ve çıkışında kendisine haber verdiğini ifade eden Ünal, şöyle devam etti:

“Bir gece orada, bir Arap'ın evinde kaldığını biliyorum. Çok yorgun olduğunu söyledi. 'Uykusuzum, bir gece burada kalacağım. Telefonlarım çekmeyebilir, haberin olsun' dedi. Ben, 'tamam' dedim. Daha sonra tekrar Kilis'e döndüklerinde, otele giriş yaptıklarını söyledi. Gittiğinin üçüncü günüydü sanıyorum, bayramı ayrı geçiriyoruz diye bana çiçek yollamıştı. Sabah 09.30 gibi en son mesajını aldım. 'Suriye'ye giriş yapıyoruz' diye. Ben mesajı saat 10.00, 10.30 gibi gördüm. Çiçeğini aldıktan sonra geri dönüş yapayım dedim ama telefonu kapalıydı. Akşam Suriye'ye gideceklerini söylemişti çünkü. Geri döndüklerinde bana herhangi bir mesaj, arama olmadı. Ben de daha önce Suriye'de bir gece kaldığını bildiğim için, 'Büyük ihtimalle yine Suriye'de kaldı, bu geceyi orada geçirecek, yarın sabah görüşürüz' diye bekliyordum. Ertesi gün ulaşamadım. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum. Saat 11.00-12.00 gibi arkadaşları aramaya başladılar beni, bayram tebriği için. 5-6 kişi arayınca ben telaşlanmaya başladım. 'Bir şey var da bana söylemiyorsunuz' diye.”

"İLK GÜN ALDIĞIM HABERLER ÇOK İYİ DEĞİLDİ"

Nuran Ünal, daha sonra Japon gazetecinin Suriye'de öldürüldüğü haberini internetten okuduğunu, haberde bir Türk gazetecinin kayıp olduğunu gördüğünü ancak isim bulunmadığını belirterek, “Biraz tedirgin oldum ama birkaç kişinin daha oraya haber için gittiğini düşündüm. 'O olmayabilir' diye düşündüm. Ama aradan birkaç dakika sonra Cüneyt'in ismini görünce yıkıldım zaten. İlk gün aldığım haberler çok iyi haberler değildi. Direkt ölüm haberini aldım. Başsağlığı ile gelenler oldu. Birinci günü açıkça hatırlamıyorum neler olduğunu. Akşam üzeri sadece kayıp olduğunu, eğer ölmüş olsaydı, cesedinin olabileceğini Japon gazeteci nasıl teslim edildiyse, o aynı şekilde gelirdi diye açıklamalarda bulundular. Oradan biraz ümitlendim. Dışişleri Bakanlığı tarafından bana 'yaşıyor' olduğu haberini verdiler. Bunların birkaç yerden kesin onaylı olduğunu söylediler. Kimler tarafından kaçırıldığını bilmediklerini, olayın üzerinde durduklarını söylediler. Çok sonra Cüneyt'in Esed'in askerlerinin elinde olduğunu öğrendim. Ama hala bir korkum vardı, acaba hala hayatta mı diye” şeklinde konuştu.

"İLK İZLEDİĞİMDE ANLADIM"

Cüneyt Ünal'ın eşi dün akşam Suriye devlet televizyonunda yayınlanan görüntüler için de şöyle konuştu:

“Dün akşamki görüntülerini görünce hiç olmazsa yaşıyor olduğun biliyorum. Biraz daha iyiyim o yönden. Onun sesini duyduktan sonra tabii ki endişelerim çok aza indi, ama hala daha endişelerim var. O buraya gelinceye kadar da devam edecek. Görüntülerin baskı altında yapıldığını ilk izlediğim esnada anladım. Çünkü Cüneyt'in oradaki psikolojisini de düşünüyorum. Cüneyt'in konuşma tarzı bir kere o değil. Artı konuşurken, birkaç çete isminden bahsediyor. Bunların da tam telaffuzunu yapamıyor. Çünkü adam bilmiyor. Bunlar hep ezberletilmiş şeyler. Orada bir fotoğrafı var. Onun da fotomontaj olduğunu biliyorum. Cüneyt sadece işini yapıyor. Öyle bir fotoğrafı yok. Bunların hepsi onlar tarafından yapılan bir propaganda diye düşünüyorum. Eşim şu anda siz de görüntüleri izlediniz gözlerinde morluklar var. Bu şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Bunun da bir baskı altında bir açıklama olduğunu gösteriyor. Cüneyt bir karıncayı bile incitemez ki. Her taraftan bunu sorabilirsiniz. Cüneyt sadece işini yapan mesleğini çok seven bir kameraman, haberci, gazeteci.”

"EKMEK PARAMIZI KAZANMAK İÇİN GİTTİ"

Eşinin ekmek parası kazanmak dışında hiçbir maksatla Suriye'ye gitmediğini belirten Ünal, “Sonuçta benim eşim oraya işini yapmaya gitti, kamerasıyla gitti. Kamerasından başka bir şeyi yoktu. Eşim zaten üç aydan beri serbest çalışıyordu. El-Hurra'dan böyle bir teklif alınca gitti. Ekmek parası için gitti. Sonuçta bir şekilde bakması gerekiyordu ailesine. Hiç kimse keyfi için savaşa gidip de orada kendimi riske atayım diye düşünmez. Benim eşim işini severek yapıyordu zaten. Ekmek paramızı kazanmak için sadece bir kamerasıyla gitti” dedi.

Cüneyt Ünal'ın 17 yıllık bir kameraman olduğunun altını çizen Ünal, çeşitli ülkelerde iş için bulunan eşinin “başka bir amacı mümkün olmadığı”nı söyledi.

Ünal'ın işini profesyonelce yapan usta bir kameraman olduğunu söyleyen eşi, “Tek temennim bir an önce Allah onu bize, kızıma ve bana bağışlasın” dedi.

Eşinin başına gelebilecek kötü bir sondan Suriye'nin sorumlu olacağını söyleyen Ünal şu şekilde konuştu:

“Suriye'nin elinde olduğu biliniyor. Herhangi bir şey olduğunda Suriye'nin sorumlu olduğunu herkes biliyor. Bu görüntülerden önce belki bu kadar emin konuşamazdım ama, şu anda onun sağ salim geleceğine inanıyorum.”

"YAPILMASI GEREKEN YAPILIYOR"

“Yapılması gerekenlerin yapıldığına eminim” diyen Nuran Ünal, eşinin gazeteci olduğunu ve işini yapmak için Suriye'ye gittiğini tekrarlayarak, “Türkiye'ye getirilmesi için her türlü kanalın denendiğini biliyorum. Yapılmaya da devam edecek” şeklinde konuştu.

AA ekibine Cüneyt Ünal'ın aldığı ödülleri ve çeşitli ülkelerde ve haberlerde kullandığı gazeteci kimliklerini gösteren Ünal, eşine kavuşmak için meslektaşlarından destek istedi.

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV