banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner300
07 Ekim 2024 Pazartesi

MİLLİ YOL PARTİSİ İDAM GELSİN İMZA KAMPANYASI

Dansın Meleği Didem Kınalı “Eğer Öleceksem Sahnede Öleyim”

03 Şubat 2014, 12:48
Dansın Meleği Didem Kınalı “Eğer Öleceksem Sahnede Öleyim”
banner291
Dansın Meleği Didem Kınalı “Eğer Öleceksem Sahnede Öleyim”
Röportaj : Şennur Rota
Fotoğraf: Ali Efe Yılmaz

Kendisinden “Dansın Meleği” diye söz ediliyor. Didem Kınalı’yı sadece televizyon ekranlarında seyretmiştik ama röportaj sonrası canlı showunu izlediğimizde adeta büyülendik diyebilirim. Kendine has yorumu , sempatik tavırları ve oryantal kıvraklığı bizlere bu ünvanı hak ettiğini gösterdi doğrusu. Yurt dışında da övgüler alan Oryantal Didem ile dansı , hayata bakışı ve özel yaşamı hakkında bakın neler konuştuk.

Sizin küçük yaşlarda dansa başladığınızı biliyoruz. Kaç yaşındaydınız, kimi örnek aldınız?
Aileden geliyor. Annem oryantaldi. Teyzelerim, anneannem de hatta. 11 yaşında başladım. Tamamen heves, bir de dansa tutkum vardı.

Annenizden mi öğrendinizdansı?
Yok, onların dansına tabi ki saygı duyuyorum ama tamamen kendi stilimi yaratmıştım. Gördüğüm kişilerden, oradan buradan karma yapıp güzel bir şey ortaya çıkarmıştım. Herkes de çok beğeniyordu.
EĞER ÖLECEKSEM SAHNEDE ÖLEYİM
Dans ederken neler hissediyorsunuz? Sizden nasıl etkilendiklerini dans ederken fark edebiliyor musunuz?
Tabi tabi. Aslında oryantal dans evet seksi bir dans ama tamamıyla vücudunuzun nerdeyse yüzde doksanını, o hiç kullanmadığınız kaslarınızı kullanıyorsunuz. Oryantal dansı yapan bayanlar gerçekten zayıflıyor ve vücudunu hissediyor. Yani çok konsantre isteyen bir şey. Ben dans ederken neler hissediyorum? Bir kere çok seksi ve hiçbir hüzün yaşanmamış gibi hissediyorum. Ya da kendimi orada o kadar iyi hissediyorum ki hatta bazen diyorum ki “eğer öleceksem sahnede öleyim” diyorum mesela.

Peki dansın dışındakadınlığınızı , dişiliğinizi hissettiğiniz olmuyor mu?
Çok fazla hissetmiyorum. Gördüğünüz gibi çok rahat bir kızım. Tabi gerektiği zaman özen gösteriyorum ama daha çok küçük bir kız gibiyim.
ŞİRİN OLMAYI TERCİH EDİYORUM
Kıskanıyor mu kadınlar sizi?
Kıskananlar oluyor ama hayran olanlar daha çok oluyor. Bir de ben diğer oryantal arkadaşlarım kadar çok açık, çok seksi kostümler giymeyi tercih etmiyorum çünkü vücuduma değil de dansıma odaklanmalarını istiyorum. O yüzden beni izleyenler “evimizin kızı” gibi görürler ya da gülüşümü çok beğenirler. Şirin olmayı tercih ediyorum açıkçası.

Şimdi “dekolte giymeyi çok tercih etmiyorum” dediniz ama bir tartışma konusu olmuştu Bülent Ersoy Show’a çıktığınızda. Orada tartışma konusu yaratan neydi sizce?
Valla bilmiyorum. Açıkçası biraz da medyadan uzağım. Pek fazla takip de edemiyorum. Dekolte savaşı olmuş televizyonlarda. Oryantal kostümü tabi ki de dekolteli olacak bir şey. Bir kere karın bölgesinin kesinlikle açıkta olması lazım. Fakat elimden geleni kapatabilirim. Bir çare bulamayız bu işte buna. Maalesef Türkiye kötü günler geçiriyor. Yani bilmiyorum. Yine de kapatamayız kendimizi. Normal insanlar için de çok zor, bizim için daha zor.

YASAKLAR KONDUKÇA DAHA ÇOK İLGİ ÇEKİYOR
Bir mahalle baskısı mı var kadınların giyimine karşı?
Ben dekolte giyerim abartmamak şartıyla. Öyle giyinmek istiyorsam öyle giyinirim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Atatürk bize Cumhuriyeti bağışlamış ve özgür kadın olmak istiyoruz biz de. Bel altından düşünmemek gerekiyor hiçbir zaman. Yani ben dekolte giyiyorum gözüyle bakılıyorsa bu o kişinin günahı, benim değil ki! Bir şeyi yasaklarsanız o oran daha da yükseliyor. Yasaklar kondukça daha çok ilgi çekiyor. Hollanda’da uyuşturucu kullanmak serbesttir ama uyuşturucu kullanan da o kadar azdır. Mesela İran’da, Irak’ da kadınlar ona bakamaz, erkekler şöyle yapamaz filan, kadınlar kapanır ama buraya geldiklerinde o kadar çok açılıyorlar ki. İnanın bizden daha çok açılıyorlar ve orada tecavüz, seks olayları daha fazla. Türkiye’nin de bu duruma düşmesini istemiyorum.

Onur Yüksel ile yolları ayırdınız. Uzun bir ilişki miydi?
Evet, 2 yıldır birlikteydik.
Neden bitti peki?
O süreç, sürekli 24 saat bir arada olmak, hem iş, hem özel hayatta bir arada olmak yoruyor, yıpratıyor zamanla. Ortak bir karardı. Olması gerekendi. Herkesin yolu açık olsun.

KİMSENİN RAKİBİ OLAMAM, KİMSE DE BENİM RAKİBİM OLAMAZ

Şu an kendinize rakip gördüğünüz biri var mı?
Rakip değil, şöyle bir şeyim var. Herkesin kendine has dansı var. Kendi vücuduna yakıştırdığı bir dansı var. Benim de naçizane kendime yakıştırdığım bir dansım var. Herkese saygı duyuyorum. Kimsenin rakibi olamam, kimse de benim rakibim olamaz. Herkes kendi dalında iyidir.

Türkler mi yoksa yabancılar mı daha çok ilgi gösteriyor dansınıza?
Evet, yabancılar daha çok ilgi gösteriyor. Şöyle bir şey. Mısır bu dansı kendi üzerine almış, bizim demiş. Ama Turizm Bakanlığı oryantal dans bizim değil diyor. Hayır, aslında bizim, bizden çıkma. Osmanlıdan çıkma. Özellikle Haremde çok vardı ama nedense değerini bilmiyoruz. Türkler başka gözle bakıyorlar dansa. Vücudunun bir yerini görmek için bakıyorlar ama çoğunluk yüzde 40 diyeceğim bir oran vermek gerekirse. Yabancılar hakikaten günlerini harcadığın o kareografa çok güzel bakıyorlar. Yani hayranlıkla izliyorlar. İnanın çatal bıçak sesi bile duymuyorsunuz.
Denemek de istiyorlar değil mi?
Workshoplarımda, ders verdiğim günler çok kalabalık geçiyor. Türkler de oluyor.
Ders veriyor musunuz?
Şu anda Fransa var yakında. Fransa’da bir workshop olacak. Bir çok Dünyadan gelen hocalar olacak. Türkiyeyitemsilen ben olacağım.

ANGELİNA JOLİE BİLE ALDATILIYOR
Erkeklere güven olmaz demişsiniz bir röportajınızda. Neden güven olmaz?
Tabi ki çoğunluk değil ama özellikle benim tanıdığım çevrelerden güven olmaz. Angelina Jolie bile aldatılıyor yani. Aslında erkekler çocuk gibi. Herşeye kayıyorlar. Çok samimi değiller ilişkilerinde. Babam bile aldatmış zamanında.” Babama bile güvenmem” diyorlar ya doğru yani.
11 yaşında iş hayatına atıldınız, aşk hayatınız nasıl oldu peki?
Çocukluk aşkım vardı mahallede. Ama o da evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Yani aşk derken , böyle gerçekten aşık olduğun bu işi yapıyorsan zor biraz da.

İçinizde ukte bırakan bir aşk oldu mu peki?
İçimde ukte bırakan oldu ama kendisi de şu an rahmetli oldu zaten.

Bir dönem sosyal medyada sevgilinizle yatakta çektiğiniz fotoğraflarınız oldu. O fotoğrafları neden yayınlamak istediniz?
Yatakta değil. O fotoğraflara ben de çok şaşırmıştım. Koltukta çekilmişlerdi, salonda oturuyorduk. Biz de şaşırdık “Allah Allah ne oluyor” diye. Öyle bir şey yok. Ses getireceğini de hiç düşünmemiştik. İsteyerek yaptığımız birşey değildi. Normal erkek arkadaşımla çekilen bir fotoğraftı.

DANS ETTİĞİM İÇİN KİLO ALMIYORUM
Formunuzu korumak için birşeyler yapıyor musunuz?
Aslında çok dikkat etmiyorum. Uyandığımda yürüyorum, temiz hava alıyorum. Sonra kahvaltıya oturuyorum, köpeğimi gezdiriyorum. Duş alıp çıkıyorum. Bütün gün koşturmaktan çok fazla yemek yeme fırsatım olmuyor açıkçası. Ama geceleri yiyorum. İşten geliyorum mesela hamburger yiyorum. Hamur işleri yiyorum. Dans ettiğim için de kilo almıyorum. Bir alet taksalar vücudumuza kaç kalori yaktığımızı kendiniz görmelisiniz. Çok zayıflıyorsunuz. Ben dans dersi verirken öğrencilerime bakıyorum, o kadar çok terliyorlar ki, diller dışarıda böyle “hocam biraz dinlenelim” diyorlar.

Kıyafetlerinizi nereden alıyorsunuz?
Zaradan alışveriş yapıyorum. Fark etmiyor benim için. Pazardan da birşeyler alabilirim. Hoşuma giden herşeyi alıyorum. Markası fark etmiyor.

EVLİLİK ÇOK UZAK GELİYOR BANA

Evliliği düşünüyor musunuz?
Hiçbir zaman evliliği düşünmedim. Ama gelinliği çok seviyorum. Gelinlik modellerini çok giydiğim de oluyor. Çok kabarık, dantelli modelleri. Ama düşünmüyorum. Bana aynı evde olmak zor geliyor. Zaten ilişkimin bitme sebebi de bu. Yani çocuk yapmak, evlilik çok uzak geliyor bana açıkçası.
Aynı evde yaşamanın zorlukları neler sizce?
Bir zaman sonra ayını evin içinde olarak saygı ve sevgiyi çok iyi kollamak lazım. Kadınların hoşuna gitmeyen bir şeyi erkekler farkında olmadan yapıyor. Mesela yemekten sonra geğirip karın kaşıma ya da gaz çıkarma. Birbirinize yasak koyma. Onunla gitmeyeceksin, o bana ait demek, kendi istekleri doğrultusunda yön vermek gibi. Aynı evde kız arkadaşlarla yaşamayı bile tercih etmiyorum. Aynı evi bir karı koca gibi paylaşmak; hadi bakalım biz evlendik, hiçbir şekilde çift değiliz, evlilikten sonra anlaşamamak daha kötü değil mi? Boşanma işleriyle uğraşmak zor. Şiddet olabiliyor o zaman, kadını vurmaya çalışıyorlar. Erkeklerin şöyle bir mantığı var. Nikahı kıyıyor, çocuk yapıyor kadın. O benim çocuğumun anası, ben gideyim başka taraflarda hoplayayım zıplayayım.

Siz hiç şiddet gördünüz mü bir erkekten?
Öyle bir şey başıma geldi.
Ne yaptınız peki?
Bitirdim.
Şikayette bulunma gibi bir girişimde bulunmadınız mı o zaman?
Öyle bir bir girişime baş vurmak istemedim. Çünkü her şey benim elimde. Bitirebilirsin, ayrılabilirsin. Sonuçta evli değilsin, seni bağlayan birşey yok.





Röportaj : Şennur Rota
Fotoğraf: Ali Efe Yılmaz













beylikdüzü - beylikdüzü haber - beylikdüzü haberleri- beylikdüzü haberci - beylikdüzü haber merkezi - beylikdüzü belediyesi - beylikdüzü sakinleri
BEYLİKDÜZÜ HABER

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV